15 YAŞINDAN KÜÇÜK ÇOCUĞUN CİNSEL İSTİSMARI CEZASI

15 yaşından küçük çocuğun cinsel istismarı cezası, 8 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıdır. Eğer cinsel istismar sarkıntılık düzeyinde kalmışsa, 15 yaşından küçük çocuğun cinsel istismarı cezası 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası olacaktır. 

15 yaşından küçük çocuğun cinsel istismarı cezası ve suçunda, çocuğun rızası geçerli değildir. Hatta çocuk 15 yaşından büyük olsa bile eğer çocuk fiilin anlam ve sonuçlarını algılayabilecek durumda değilse, bu durumda da rıza geçerli değildir.

15 Yaşından Küçük Çocuğun Cinsel İstismarı Nedir?

15 yaşından küçük çocuğun cinsel istismarı, failin çocuğun vücuduna cinsel amaçla temas etmesi ya da kendi vücudu üzerinde çocuğa cinsel eylemde bulundurmasıdır.

15 yaşından küçük çocuğun cinsel istismarında, çocuğun rızası geçerli değildir. Bu anlamda 15 yaşından küçük veya 15 yaşından büyük olsa bile yaptığı eylemin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş bir çocuğun rızası geçerli sayılmaz. Rıza hususu alt başlıklarda ayrıntılı incelenmiştir.

15 Yaşından Küçük Çocuğun Cinsel İstismarı Suçu Cezası

15 yaşından küçük çocuğun cinsel istismarı cezası, 8 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıdır. Eğer cinsel istismar sarkıntılık düzeyinde kalmışsa, 15 yaşından küçük çocuğun cinsel istismarı cezası 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası olacaktır. 

DİKKAT: Mağdur çocuk 12 yaşından küçükse verilecek ceza 10 yıldan az olamaz. Aynı şekilde mağdur 12 yaşından küçükse ve fiil sarkıntılık düzeyinde kalmışsa verilecek ceza 5 yıldan az olamaz.

15 Yaşından Küçük Çocuğun Cinsel İstismarı Cezası ve Suçunda Çocuğun Rızası

15 yaşından küçük çocuğun cinsel istismarı cezası ve suçunda, çocuğun rızasının bulunması bir hukuka uygunluk sebebi değildir. Yani 15 yaşından küçük çocuğun cinsel istismarında çocuğun rızası geçerli değildir.

15 yaşından küçük çocuğun cinsel istismarı cezasında Yargıtay’da aynı görüştedir:

“(…)15-18 yaş gurubunda olan ve rızası hukuken geçerli bulunun mağdurenin rızasının isnat edilen suç açısından hukuka uygunluk nedeni oluşturduğu, bu itibarla SSÇ'nin üzerine atılı suçun yasal unsurlarının somut olayda gerçekleşmediği gerekçe ve değerlendirmesiyle(…)” (Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 21.09.2023 tarih, 2021/9799 Esas ve 2023/5483 K.)

Temel olarak çocuğun rızasından bahsedilmek için çocuğun gösterdiği rızanın hukuken geçerli bir rıza olması gerekir. Çocuğun geçerli rızası şartları şunlardır:

  • Çocuğun serbest iradesiyle eylemi onaylaması,

  • Çocuğun rızasının cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedenle alınmamış olması,

  • Çocuğun rıza göstermeye ehil bir yaşta olması veya ehil bir zihinsel durumda olması.

15 yaşından küçük çocuğun rızası,

Geçerli bir rıza değildir,

15 yaşından büyük ve eylemin anlam ve sonuçlarını algılayabilen çocuğun rızası,

Geçerli bir rızadır,

15 yaşından büyük olan fakat eylemin anlam ve sonuçlarını algılayamayacak durumdaki çocuğun rızası,

Geçerli bir rıza değildir,

Yukarıdaki tabloda gösterildiği üzere 15 yaşından küçük çocuğun cinsel istismarı cezasında rızanın geçerli olmaması nedeniyle bir değişiklik meydana gelmez. Ancak 15 yaşından büyük ve bu eylemlerin sonuçlarını algılamaya ehil kişiler, kendilerine yönelen ve cinsel ilişkiye varmayan birtakım cinsel temaslara rıza göstermeye ehildir.

Rızanın, cinsel eylem ya da temas öncesinde veya cinsel eylemin gerçekleştiği sırada var olması gerekir. Eylem sırasında rızası olmayan, sonradan buna rıza gösterdiğini söyleyen bir mağdur varsa 15 yaşından küçük çocukların cinsel istismarı suçu oluşacaktır.

Rıza hususunda dikkat edilmesi gereken bir başka husus ise mağdur tarafından gösterilen rızanın kapsamının belirlenmesi gerektiğidir. Zira mağdurun hangi sınırlarda temasa rızasının olduğu hangi eylemlere ise rızasının olmadığı suçun oluşumu bakımından son derece önemlidir.

Örneğin mağdur, kendisinin öpülmesine rıza göstermiş ancak vücudunun farklı bölümlerine dokunulmasına rıza göstermemiş olabilir. Bu tür bir durumda rıza gösterilmeyen eylem işlendiği için rızanın sınırları aşılmış olacak ve yine 15 yaşından küçük çocuğun cinsel istismarı cezası verilecektir.

DİKKAT:  Cinsel eylem, cinsel ilişki şeklinde ve mağdur çocuğun rızası ile gerçekleştirilmiş olursa, bu durumda yine rıza geçerli olmayacak ancak oluşan suç cinsel istismar değil reşit olmayanla cinsel ilişki suçu oluşacaktır. Yani 15 yaşından küçük çocuğun cinsel istismarı cezası değil reşit olmayanla cinsel ilişki cezası verilir.

15 Yaşından Küçük Çocuğun Cinsel İstismarı Suçunda Rızanın Görünüş Şekilleri

15 yaşından büyük ve eylemin sonuçlarını algılayabilen kişilerin rızası, açık veya örtülü biçimde gösterilebilir ve geçerlidir.

  • Açık rızadan kastedilen, kişinin açıkça bu eyleme izin verdiğini belirtmesidir. 

  • Örtülü rızadan kastedilen ise herhangi bir doğrudan beyan bulunmadan cinsel eyleme olumlu bedensel tepkiler verilmesi yani karşılık verilmesidir.

  • Mağdurun tepkisiz veya sessiz kalması ise doğrudan örütü bir rıza verildiği anlamına asla gelmemektedir. Bu durumda her bir somut durumda kendi şartlarına göre, mağdurun diğer tutum ve davranışları incelenerek kapsamlı bir değerlendirme yapılmalıdır.

15 Yaşından Küçük Çocuğun Cinsel İstismarı Suçunda Çocuğun Yaşı Hakkında Hataya Düşülmesi

15 yaşından küçük çocuğun cinsel istismarı cezası ve suçu hususu kapsamında, failin mağdur çocuğun yaşı hakkında hataya düşmesi mümkündür.

Yani hata, aslında mağdur 15 yaşından küçük olmasına rağmen failin mağduru 15 yaşından büyük zannetmesi ve rızasının var olduğunu düşünmesidir. Eğer fail bu tür bir hataya düşmekte esaslı ve kaçınılmaz bir durumda ise hata hükümlerinden faydalanır ve 15 yaşından küçük çocuğun cinsel istismarı suçu oluşmaz.

15 yaşından küçük çocuğun cinsel istismarı cezasında hata hükümlerinin uygulanması için failin düştüğü hatanın esaslı ve kaçınılmaz olması gerekir. Bununla beraber, failin çocuğun yaşı hakkında acaba 15 yaşından küçük olur mu? şeklinde şüpheye düşerek hareket etmemesi gerekir. Eğer şüphesi varsa ya da şüphe duyulması gereken bir durum varsa eylemden kaçınmalıdır. Çünkü bu durumda failin şüphesi, mağdurun yaşını bilmeye eş değer olarak kabul edilir.

Yargıtay uygulamasına göre, 15 yaşından küçük çocuğun cinsel istismarı cezasının değerlendirilmesinde hatanın tespiti için incelenmesi gereken haller şunlardır:

  • Fail ve mağdurun bulunduğu çevre, 

  • Fail ve mağdur arasındaki ilişki (okul, sokak veya sosyal medya vb.), 

  • Mağdurun fiziksel görünüm itibariyle kaç yaşında gösterdiği, 

  • Mağdur resmi bir hastanede doğmamışsa gerçekte kaç yaşında olduğu,

  • Mağdurun faili yaşı konusunda yanılmasına etki eden hususlar.

DİKKAT: Yukarıda yer alan inceleme hususları ve hemen aşağıda yer alan raporlar noktasında mahkeme kendiliğinden inceleme yapmazsa mutlaka avukat tarafından bu hususların talep edilmesi gerekir. Zira bu hususlar dosyanın aydınlatılması için son derece önemlidir.

Çocuğun cinsel istismarı suçunda failin çocuğun yaşı hakkında hataya düştüğünü iddia ederse, çocuğun gerçek yaşının tespiti için mahkemece şu hususların tespiti avukat tarafından istenmelidir:

  • Mağdurun nerede doğdunun araştırılarak resmî bir kurumda doğduysa bunun tespiti,

  • Mağdur resmî bir kurumda doğmamışsa fizikî görünümü ve gelişimi gözlemlenerek bunun tutanağa geçirilmesi,

  • Kemik grafilerinin çektirilerek rapor alınması,

  • Tam teşekküllü bir hastaneden radyoloji uzmanı dahil olmak üzsere ayrıntılı rapor alınması.

15 Yaşından Küçük Çocuğun Cinsel İstismarı Cezasında Çocuğun Beyanının Delil Özelliği

Esasen 15 yaşından küçük çocuğun cinsel istismarı cezasında, çocuğun beyanları en önemli unsurdur. Çünkü 15 yaşından küçük çocuğun cinsel istismarı suçunda, suçun genellikle gizli işlenmesi nedeniyle tek delil çocuğun beyanı olmaktadır.

Buna karşın tek başına beyanın ne derece bir delil teşkil edeceği tartışmalıdır. Çünkü bu yaştaki çocukların, korkuyla, aile baskısıyla, toplum baskısıyla ya da olayları aktarmadaki becerisinin düşük olması gibi sebeplerle olayları doğru ve tam şekilde aktarabilmesinde sorunlar ortaya çıkabilmektedir. 

15 yaşından küçük çocuğun cinsel istismarı cezası ve suçunun incelenmesinde:

  • Çocuğun zihinsel-psikolojik durumu, 

  • Ailesinin-akrabalarının baskısı, 

  • Toplum baskısı, 

  • Yaşı, 

  • Gelişkinlik seviyesi, 

  • Korkması, 

  • Olayları tam ve net hatırlaması, 

  • Olayları abartıp abartmadığı, 

  • İntikam almak istemesi, 

  • Kendisini aklamak isteyerek olayın bazı kısımlarını yanlış aktarması, gibi her türlü ihtimal dikkate alınmalıdır. 

Yukarıda sayılan hallerin önemli olmasının nedeni bu suçun çocuk üzerinde ciddi bir baskı oluşturarak maddi gerçeğin saklı kalabilme ihtimalinin bulunmasıdır. Bu ise hem mağdur çocuğa hem de sanık sıfatıyla cinsel istismar suçuyla suçlanan kişiye zarar verecektir.

Yargıtay da bu sebeplerle doğrudan çocuğun beyanına yönelik hüküm kurulmaması gerektiği ve her somut durumun kendi şartları içinde bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği yönünde görüş belirtmektedir.

Yargıtay’a göre çocuğun beyanının değerlendirilmesi için yaptığı araştırmalar temel olarak şu şekildedir:

  • Çocuğun veya ailesinin şikayette bulunma süresi, (Yargıtay 14. C.D., E. 2016/12325 K. 2017/1430 K., T. 20.3.2017),

  • Çocuk ve sanığın suçtan önceki iletişimi, (Yargıtay Ceza Genel Kurulu., E.2012/2- 1498, K.2014/188 K., T. 15.04.2014),

  • Çocuk ve sanık arasında husumete ya da iftiraya sebep olacak olayların olup olmadığı (Yargıtay 9.Ceza Dairesi., E. 2022/15078 K. 2023/3053 K., T. 11.5.2023),

  • Çocuğun beyanlarında tutarsızlıklar olup olmadığı, (Yargıtay Ceza Genel Kurulu, E. 2022/405 K. 2022/789, k.t. 8.12.2022),

  • Çocuğun beyanların hayatın olağan akışına uygunluğu, (Yargıtay Ceza Genel Kurulu,, E. 2022/405 K. 2022/789, k.t. 8.12.2022),

  • Mağdurun direnme imkânını kullanıp kullanmadığı (Yargıtay 5.C.D., E.2007/11586, K.2008/161, k.t.22.01.2008).

Bu kapsamda özellikle tüm araştırma ve incelemelerin yapılması ve usulüne uygun bir sürecin izlenmesi için avukatların rolü önem kazanmaktadır. Hem sanık tarafı için hem de mağdur çocuk için avukatın rolü bu tür davalarda somut gerçekliğin açığa çıkması olmalıdır. Bu anlamda sürecin başından itibaren alanında uzman bir ceza hukuku avukatına danışılarak hareket edilmesi önemlidir.

15 Yaşından Küçük Çocuğun Cinsel İstismarı Suçu Nitelikli Haller

15 yaşından küçük çocuğun cinsel istismarı suçunda nitelikli haller şunlardır:

  • Suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi,

  • Suçun insanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanarak işlenmesi,

  • Suçun 3. derece dahil kan veya kayın hısımlığı bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey anne, üvey kardeş veya evlat edinen kişi tarafından işlenmesi,

  • Suçun vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile, sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından işlenmesi,

  • Suçun kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuzun kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi,

  • Suçun cebir veya tehditle işlenmesi,

  • Suçun silâh kullanmak sureti ile işlenmesi.

Yukarıda yer verilen hallerde cinsel istismar suçundan verilecek olan ceza yarı oranında artırılır. Örneğin bir kimse cinsel istismar suçundan 10 yıl hapis cezası alacaksa ve yukarıda yer alan fiillerden birini işlemek suretiyle eylem gerçekleştirmişse, 15 yıl hapis cezası alacaktır.

DİKKAT: Cinsel istismarın vücuda organ veya bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, 16 yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun 12 yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza 18 yıldan az olamaz.

15 Yaşından Küçük Çocuğun Cinsel İstismarı Cezasında Çocuğun Beyanı Nasıl Alınmalı?

15 yaşından küçük çocuğun cinsel istismarı suçunda soruşturma usulü kanunen özel olarak belirlenmiştir. Çünkü 15 yaşından küçük çocuğun cinsel istismarında, çocuğun bu durumda psikolojik ve fizyolojik olarak etkilenme olasılığı çok yüksektir. Bu tür bir etki doğuracak şekilde çocuğun ifadesi alınamaz veya çocuk mahkemede dinlenemez.

Bu nedenle 15 yaşından küçük çocuğun cinsel istismarı suçunda, çocuk beyanları alınırken mümkün olduğunca yönlendirici sorulardan uzak durulmalı ve çocuğun olayı hatırlamasına yardımcı olacak bir yaklaşım tarzı benimsenmelidir. 

15 yaşından küçük çocuğun cinsel istismarı suçunda, çocuk izlem merkezlerinin rolü son derece büyüktür. Zira Çocuk İzlem Merkezleri (ÇİM) özellikle nitelikli cinsel istismar mağduru çocukların soruşturma evresinde beyanlarının alınması için kurulmuş kurumlardır. 

Zira 15 yaşından küçük çocuğun cinsel istismarı suçunda, çocuğun psikolojisinin etkilenmeden ifadesinin alınması gerekir. Bu anlamda sıradan bir kollukta ya da savcılıkta ifadesinin alınmaması gerekir.

Çocuk izlem merkezinde alınan ifade, bir uzman tarafından ve cumhuriyet savcısı nezaretinde alınır. Kovuşturma evresinde geçildiğinde ise çocuğun beyanının alınması ancak maddi gerçeğin ortaya çıkarılması açısından zorunluluk bulunması halinde mahkeme veya görevlendireceği naip hâkim tarafından yine aynı merkezlerde (ÇİM) ve uzman aracılığıyla alınır.

Esasen temel kural olarak çocuğun ifadesinin 1 kere alınması ilkesi bulunur. Çünkü çocuğun sürekli ifadesinin alınması, çocuğun olayı tekrar tekrar hatırlamasını sağlayacak ve çocuğun psikolojisini olumsuz etkileyebilecektir. 

15 yaşından küçük çocuğun cinsel istismarı suçunda, çocuğun ifadesinin birden fazla alınmasının sakıncaları şunlardır:

  • Çocuğun tekrar tekrar olayı hatırlaması,

  • Mağdur çocuğun bir yerden sonra sürecin bir an önce sona ermesi için olayları kısaltarak anlatma ya da gerçeklerden ziyade söylemesi beklenen şekilde anlatma eğiliminde olabilmesi,

  • Çocuğun farklı aşamalarda beyanına başvurulması çocuğun ilk beyanı ile sonraki beyanı arasında farklılıklar oluşması.

Tüm bunlarla birlikte CMK m.236/2’de belirtiği üzere “işlenen suçun etkisiyle psikolojisi bozulmuş çocuk veya mağdurun” soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili olarak bir defa tanık olarak dinlenebilecektir. Ancak maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasında zorunlu görülen hallerde daha fazla beyan alınabilir.

15 Yaşından Küçük Çocuğun Cinsel İstismarı Cezası Zamanaşımı 

Cinsel istismar suçu zamanaşımı süresi 15 yıldır. Bu süre suçun üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenmesi hâlinde, çocuğun on sekiz yaşını bitirdiği günden itibaren işlemeye başlayacaktır.

Yukarıda yer verilen zamanaşımı süresi cinsel istismar suçunda temel zamanaşımı süresidir. Ancak ceza kanunlarımıza göre Suçun niteliğine ve sanığın 18 yaşından büyük olup olmamasına göre farklı zamanaşımı süreleri bulunmaktadır. Buna göre zamanaşımı süreleri şunlardır:

  • 20 yıldan hapis cezasını gerektiren suçlarda 20 yıl,

  • 5 yıldan fazla ve 20 yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda 15 yıl,

  • 5 yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda 8 yıl,

  • Eğer fail 18 yaşını tamamlamamışsa, olağan zamanaşımı süresi 20 yıl, kesintili zamanaşımı süresi 30 yıl,

  • 15-18 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuklar bakımından olağan zamanaşımı süresi 13 yıl 4 ay, kesintili zamanaşımı süresi 20 yıl,

  • 12-15 yaş grubunda suça sürüklenen çocuklar bakımından olağan zamanaşımı süresi 10 yıl, kesintili zamanaşımı süresi 15 yıldır.

Sonuç

15 yaşından küçük çocuğun cinsel istismarı cezası ve suçunda, soruşturma, kovuşturma ve dava aşamasında usuli işlemlerin mutlaka kanunda belirtilen şekilde yapılması gerekir. Ayrıca delillerin de suçun ispatı noktasında ne derece elverişli olduğunun ayrıntılı olarak tespit edilmesi gerekir. Aksi halde hem mağdur çocuk hem de suç isnat olunan sanık için olumsuz sonuçlar doğabilecektir. Bu anlamda sürecin başından itibaren alanında uzman bir ceza hukuku avukatına danışılması önerilir.